İsrail’de Yüksek Mahkeme, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi kapsamında Meclisin mart ayında onayladığı “başbakanın görevden alınması” kanununu inceliyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, sabah saatlerinde 11 yargıcın katılımıyla, Meclisin martta kabul ettiği başbakanın görevden alınması yetkisinin Başsavcı ve Yüksek Mahkeme’den alınarak hükümet ve Meclise devredildiği kanuna ilişkin tarafları dinlemeye başladı.
Canlı yayınlanan duruşmada, İsrail hükümetini Başsavcı Gali Baharav-Miara değil Adalet Bakanı Yariv Levin’in talebi üzerine özel avukat Yitzhak Bart temsil ediyor.
Hükümetin yargı düzenlemesinin mimarlarından Adalet Bakanı Yariv Levin, duruşma sabahı yaptığı yazılı açıklamada, Yüksek Mahkeme’nin bu yasayı görüşmesinin “seçim sonuçlarını iptal etmeyi tartışmak anlamına geldiğini” savundu.
Mahkemenin, yasanın yürürlüğe girmesini erteleme ihtimalini değerlendiren Levin, bu durumda “İsrail’in kendisini halkın iradesinin üzerine konumlandırmış kişiler tarafından yönetileceğini, artık bir demokrasi olmayacağını” ifade etti.
Öte yandan Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi karşıtı yüzlerce kişi, Başbakan Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki konutunun önünde toplandı.
İsrail polisi konut çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı. Polis Sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre Netanyahu’nun evinin yakınındaki gruba müdahale edildi. Netanyahu’nun evinin yanındaki bir binanın bahçesine girmeye çalışan 4 kişi de gözaltına alındı.
İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin yargı düzenlemesi kapsamında Mecliste mart ayında onaylanan “Başbakanın görevden alınması yetkisini Başsavcı ve Yüksek Mahkeme’den alarak Meclis ve hükümete devreden” yasanın iptali için başvuruları 3 Ağustos’ta görüşmeye başlamıştı.
Yüksek Mahkeme’ye yapılan başvurularda, Başbakan Netanyahu’nun 2020’de yolsuzluk yargılamaları devam ederken başbakan olarak görevde kalabilmek için Yüksek Mahkeme ile yaptığı “yolsuzluk davalarını etkileyecek şekilde yasamaya müdahale etmemesi, yargı veya kolluk kuvvetlerinde görev değişiklikleri yapmamasını” öngören anlaşmayı ihlal ettiği vurgulanmıştı.
İsrail Başsavcısı Baharav-Miara, martta yasa onaylandıktan sonra Netanyahu’nun yolsuzluk davalarına işaret ederek, adalet sistemine müdahale edilmemesini, bunun çıkar çatışması oluşturabileceğini söylemişti.
İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin çalışma prensibi
İsrail’de henüz geçerli bir anayasa bulunmuyor. Ülkede gelecekteki anayasanın taslağı olarak kabul edilen “13 Temel Kanun” bulunuyor. Yüksek Mahkeme, hükümetin aldığı kararları ya da Meclisin çıkardığı kanunları “Temel Kanunlara” aykırı olduğuna hükmederek iptal edebiliyor.
Ancak Yüksek Mahkeme, bugüne kadar Temel Kanunlara ilişkin yapılan yasal değişiklikler hakkında bir hüküm vermedi.
Hükümet, yargı düzenlemesi için Meclisten geçen yeni yasaların Temel Kanunlarda değişiklikler olduğunu ve Yüksek Mahkeme’nin bunu bozma yetkisinin bulunmadığını iddia ediyor.
Karşıtlarıysa Meclisten geçen yasanın yoğun toplumsal muhalefete rağmen yeterince tartışılmadan Mecliste az bir çoğunlukla kabul edildiğini ve ülkede bir sistem değişikliğine yol açan bu yasanın iptal edilmesi gerektiğini savunuyor.
Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı düzenlemesi
İsrail’de 2022’nin son günlerinde göreve başlayan Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti, aşırı sağcı ve aşırı dindar partileri barındırıyor.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, Netanyahu koalisyonunun göreve gelmesinin hemen ardından 5 Ocak’ta yargının yetkilerini sınırlandıran, yüksek yargı mensuplarının atamaları üzerindeki etkisini azaltan, yürütme üzerindeki denetimini ortadan kaldıran ve yargının bazı yetkilerini Meclise devreden kapsamlı bir “yargı reformu” planladıklarını duyurmuştu.
Hükümet destekçileri, “seçilmiş siyaset kurumunun iradesine karşı kontrolsüz güçle donatılmış yargıyı dizginlemek” için söz konusu “reforma” ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.
Yargı paketinin karşıtları ise düzenlemenin “İsrail’de yürütme gücü üzerindeki tek etkili denetimi ortadan kaldırarak sivil özgürlüklere, ekonomik refaha ve ülkenin uluslararası imajına zarar verdiğini” düşünüyor.
Genellikle “yargı düzenlemesi” olarak anılan hukuki plan, İsrailliler arasında siyasi bakış açılarına göre “yargı reformu”, “yargı darbesi” veya “yargının ele geçirilmesi” gibi farklı tanımlamalarla ifade ediliyor.
İsrail’de Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve sağ politikaları karşıtı protesto hareketi 9 aydır gösterilerine devam ediyor.