Meyve ve sebze kabuklarında sadece pestisit yok, zararlı olan bu bakteri de var!

Kabuklu Meyve ve Sebzeler Nasıl Tüketilmeli?

Elma, armut, domates ve kabak gibi meyve-sebzelerin kabukları hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Kimi insanlar soyarak tüketmeyi tercih ederken, kimileri ise kabuklarıyla birlikte yıkayıp yemeyi savunmaktadır. Peki, gerçekten kabuklarda neler bulunmaktadır?

Fransız merkezli E = M6 televizyon ekibi, SupBiotech mikrobiyoloğu Paul-Étienne Fontaine ile yaptığı laboratuvar analizinde, kabuklarda doğal bakteri ve maya türlerinin yanı sıra potansiyel olarak zararlı E. coli bakterisine de rastladı.

E. coli Bağırsak Sorunlarına Neden Olabilir

Fontaine, “E. coli çevremizde yaygın olarak bulunur ve gastroenterit gibi rahatsızlıklara yol açabilir” uyarısında bulundu.

Bakterilerin meyve ve sebze kabuklarına bulaşma yolları çeşitlidir. Toprak, ortam havası, hasat ve taşıma süreçlerindeki elleçleme ile tüketici teması, mikrobiyal yayılımın en sık görülen nedenleri arasındadır. Fontaine, “Tamamen bakteri arındırılmış bir ürün bulmak neredeyse imkânsız” diyor.

Ayrıca kabuklar, A vitamini, C vitamini, potasyum ve flavonoidler gibi besin öğeleri bakımından iç kısımdan daha zengin olabilir. Uzmanlar, kabukta bulunan bu faydaları kaybetmemek için meyve ve sebzeleri soymanın yerine iyice yıkamanın daha iyi olacağını önermektedir.

En etkili temizliğin sadece su ve yumuşak bir fırça kullanarak yapılması gerektiğine dikkat çeken Fontaine, “Sebze yıkama deterjanı, sirke veya karbonat kullanımına gerek yok; mekanik temizlik mikropları büyük ölçüde uzaklaştırır” tavsiyesinde bulunmuştur.

Böylece zararlı mikroorganizmalardan korunmak ve kabukların besin değerlerini kaybetmemek mümkün olacaktır.

Related Posts

Kalp hastalıklarına karşı sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme önerisi

Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, beslenme alışkanlıklarının kalp ve damar sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu belirtti.

Uzman: ‘Göğüs ağrısı olmadan da kalp krizi geçirmek mümkün’

Kalp krizi denildiğinde genellikle göğüs ağrısı akla gelse de her zaman tek belirti olmayabilir. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, kalp krizinin sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, mide bulantısı gibi göğüs dışı belirtilerle de ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Özellikle kadınlar, yaşlılar ve diyabet hastaları gibi bazı gruplarda bu atipik belirtilerin daha sık görüldüğüne işaret eden Doç. Dr. Yılmaz, bu durumun tanı sürecini zorlaştırabildiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Türkiye’de geçen yıl anne ölüm oranı yüz binde 11,5’e geriledi: En düşük seviye

Sağlık Bakanlığı, 2024’te anne ölüm oranının yüz bin canlı doğumda 11,5’e düştüğünü ve bu değerin Türkiye’de bugüne kadar kaydedilen en düşük oran olduğunu açıkladı. Bebek ve 5 yaş altı ölüm hızlarında da düşüş yaşandı. Açıklamada, bu başarıyla 2025 hedeflerinin aşıldığı belirtildi.

Akciğer kanseri neden hâlâ bu kadar ölümcül?

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cengiz Şen, akciğer kanserinin her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin ölümüne yol açtığını belirterek erken teşhisin önemine dikkat çekti. Dr. Şen, özellikle sigara içenlerin düzenli akciğer kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.

Ciltteki değişimleri hafife almayın: Erken teşhis hayat kurtarıyor

Cildiye Uzmanı Dr. Hüseyin Başar, cilt sağlığının yalnızca estetik değil, ciddi hastalıkların erken teşhisi açısından da hayati önem taşıdığını vurguladı.

Unutkanlık ciddi bir sorunun habercisi olabilir! Bu belirtilere dikkat

Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Özden Yener Çakmak, unutkanlığın sadece yaşlılıkla sınırlı olmadığını, genç yaşlarda da sıkça görülebileceğini belirterek bu durumla başa çıkmanın yollarını anlattı.