
Satranç çok zor oyundur. Ustalar çoğu zaman kendi sistemleriyle oynarlar. Acele etmezler. Oyunda yapılan beklenmedik hamleler nadirdir ve bu strateji sergilendiği anda şah diyebilirsiniz rakibinize. Kadroya baktım; Arda, Zajc ve İsmail maça başlıyordu. Bir başka açıdan bakarsak “Jesus oynatmıyor dediğiniz arkadaşlar işte burada; bakalım ne yapacaklar” mesajı olarak okunabilirdi bu ilk 11.
Sevilla inanılmaz tedbirli başladı. Kendi yarı sahalarında hiç boş alan bırakmadılar. Topa sahip olma konusunda ilk maça oranla olumlu gözüküyorlardı. Basketbolda rakibin ritminin yükselmesine izin vermeyen Yugoslav faulünü dün gece ilk devre İspanyollar’dan gördük.
Batshuayi’nin sakatlanması ise tam bir şanssızlık oldu. VAR ile gelen penaltı tam zamanında oluştu. Valencia’nın golü kilitlenmeye başlayan maçın gidişatının değişmesi için önemliydi. Pozisyonlar arka arkaya gelmeye başlamışken oyun soğudu. Neden sahaya madde atılır, bir türlü çözemedim. Bizim ligde alışığız diyelim. Avrupa’da ise seyircisiz oynarız sonra. Önceki yılları hatırladım. Yapmayın yazık olur.
Temponun yükselmesi ve kilit paslar, oyun bunları istiyordu. Bir türlü olmadı. Son yıllarda gördüğüm en kötü Sevilla kapandı, oyunu yavaşlattı ve elenmemek için ne gerekiyorsa uyguladı. Son bölümde çift katlı otobüsü bile park etti.
Galiba ilk maçın ilk yarısında turu kaybetmişti Fenerbahçe…

Ercan Taner