Gökbilimcilerden kızılötesi sinyal tespiti: Dokuzuncu gezegen bulunmuş olabilir

Gökbilimcilerden Yepyeni Bir Keşif: Dokuzuncu Gezegen’in Gizemi Çözülüyor!

Bir grup uluslararası gökbilimci, Dokuzuncu Gezegen’in varlığına dair çarpıcı bulgular elde etti. Sürekli olarak teorik bir varlık olarak kabul edilen bu gizemli gezegenin izini süren araştırmacılar, Neptün’ün ötesinde yavaşça hareket eden bir kızılötesi nesne keşfettiler. Bu sıra dışı nesne, şu anda “Dokuzuncu Gezegen” olarak adlandırılan tek aday olarak öne çıkıyor.

İlginç bir şekilde, Dokuzuncu Gezegen fikri sadece modern bilim insanlarını değil, aynı zamanda Sümerlere ait antik tabletlerde de yer aldı. 6 bin yıl öncesine dayanan bu tabletlerde, Neptün’ün ötesinde başka bir gezegenin varlığı betimlenmiştir. Bu durum, gök cisimlerinin uzaktan nasıl tanındığı konusunda zihinleri meşgul etmektedir.

Modern gökbilimde, Dokuzuncu Gezegen’in varlığı doğrudan gözlemle değil, Kuiper Kuşağı’ndaki cisimlerin anormallikleriyle dolaylı olarak hesaplanmıştır. Bu tuhaf çekim etkileri, görünmeyen büyük bir gezegenin mevcudiyetiyle ilişkilendirilmektedir.

Yeni Yöntem: Kızılötesi Verilerle Araştırma

Gökbilimciler, Dokuzuncu Gezegen’i bulmak için alışılmışın dışında bir yöntem izledi. Tayvan, Japonya ve Avustralya’dan araştırmacılar, NASA’nın 1983 tarihli IRAS ve Japonya’nın 2006–2007 yıllarında faaliyette olan AKARI uydusundan gelen kızılötesi verileri analiz etti.

En son 2021 güncellemesinde, araştırmacılar bu gizemli gök cisminin Dünya’nın altı katı büyüklüğünde olduğunu ve Güneş etrafında dönüşünü yaklaşık 7.400 yılda tamamladığını tahmin etti. Bu yüzden, Dokuzuncu Gezegen’in gözlemlenmesi oldukça zor çünkü bu gezegen, çok uzakta ve yavaş hareket ediyor.

Şimdi gözler, Dokuzuncu Gezegen’in varlığını doğrulamak için kritik bir rol oynayabilecek olan yakın zamanda faaliyete geçmesi beklenen Vera C. Rubin Gözlemevi’ne çevrilmiş durumda.

Sümerliler Nasıl Bilmiş Olabilir?

Eğer bu gizemli gök cismi gerçekten Dokuzuncu Gezegen olarak kabul edilirse, sadece modern astronomi için değil, insanlık tarihi için de önemli bir dönemeç olacaktır. Çünkü bu durumda, Sümer metinlerinde M.Ö. 4.000 yılına kadar uzanan bir tarihte, Neptün’den sonraki bir gök cismine ait detaylı çizimler bulunmaktadır. Bu durum, hem bilim insanlarını hem de tarihçileri ve arkeologları düşündürmektedir.

Dokuzuncu Gezegen’in varlığı hakkında olası bir keşif, sadece astronomi camiasında değil, genel halk arasında da büyük bir heyecan yaratmaktadır. Bu durum, antik bilgilere dair soruları gündeme getirirken Güneş Sistemi’nin hala keşfedilmemiş birçok sırrı olduğunu hatırlatmaktadır.

Şu an elimizde olan, yavaş hareket eden ve kızılötesi verilerle doğrulanan bir gök cisminin varlığıdır. Ancak ilerleyen yıllarda yapılan yeni gözlemler, bu gizemi tamamen açığa çıkarabilir.

Related Posts

Google’a 314 milyon dolarlık para cezası! İzinsiz toplamış

Google, ABD’de Android telefon kullanıcılarından izin almadan veri topladığı gerekçesiyle 314 milyon dolarlık cezaya çarptırıldı.

Sadece imparatorlar kullanıyordu: 2 bin yıl sonra yeniden üretildi

Antik çağların en değerli dokuma malzemelerinden biri olan ve yalnızca Roma imparatorları gibi seçkinlere layık görülen ‘deniz ipeği’, 2 bin yıl aradan sonra modern bilimle yeniden üretildi.

Dolandırılmak için linke tıklamanıza gerek yok: Bu aramayı açmanız yetiyor!

Sadece bir aramayı yanıtlamak… Ne uygulama indirmek ne de bağlantıya tıklamak gerekiyor. Google ve FBI, yeni nesil sesli dolandırıcılık hakkında kullanıcıları uyarıyor: Bu çağrıya cevap verirseniz her şeyinizi kaybedebilirsiniz!

Chrome’da uygunsuz site alarmı: Uygulama sistem tarafından engellenmeye başladı

Windows kullanıcılarının son günlerde karşılaştığı beklenmedik bir sorun, Google Chrome’un açılmasını engelliyor. Microsoft’un çocukları dijital tehlikelerden korumak için sunduğu Aile Güvenliği hizmeti, bazı sistemlerde Chrome tarayıcısını “uygunsuz içerik” gerekçesiyle otomatik olarak devre dışı bırakıyor.

500 bin yıllık göçün sırrı çözüldü

Modern insanın (homo sapiens) yaklaşık 50 bin yıl önce Afrika’dan çıkıp tüm dünyaya yayılması, bilim insanları için uzun süredir gizemini koruyan bir konuydu. Yeni bir araştırma, ekolojik esnekliğin bu büyük göçün neden başarılı olduğunu açıklayabilecek önemli bir ipucu olduğunu söylüyor.

İnsanlar bitkilere dönüşecek! Yeni araştırma, gıda ihtiyacını ortadan kaldıracak

Bilim insanları, insan vücudunun tıpkı bitkiler gibi fotosentez yapabilmesini mümkün kılacak radikal bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Bu gelişme, gelecekte gıda tüketimini tamamen ortadan kaldırabilir.