ABD Başkanı Donald Trump, Kanada ve Meksika’ya yönelik açıkladığı %25 gümrük vergisini geri çekerken, Çin’e yönelik ilave %10 gümrük vergisi 4 Şubat’ta uygulamaya girdi.
ABD’nin tüm ithal Çin ürünlerine uygulayacağı vergilere yanıt olarak Çin de 10 Şubat’tan itibaren ABD’den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğalgaz ürünlerine yüzde 15, ham petrole, tarım makinelerine ve büyük motorlu araçlara ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu.
Trump, Avrupa Birliği ürünlerine de “yakın zamanda” gümrük vergisi uygulanabileceğini söyledi.
Bazı uzmanlar bu vergilerin kur baskısı oluşturabileceğini ve Türkiye’nin faaliyet gösterdiği pazarlardaki dengeleri değiştirebileceğini söylüyor.
Trump hükümetinin uyguladığı gümrük vergilerinin Türkiye ekonomisi üzerinde oluşabilecek etkilerini uzmanlarla konuştuk.
GÜMRÜK VERGİSİ NEDİR?
Gümrük vergileri ithal ürünlere uygulanıyor.
Ürünlerin değerine oranlanan gümrük vergileri, ihracat yapan şirketlerin değil, ürünleri ithal eden şirketlerin yükümlülüğü.
Örneğin 50.000 dolarlık araba ithal eden bir şirket %25 gümrük vergisine tabiyse, her araba için ilave 12.500 dolar ödemek zorunda.
Ancak vergilerin yükünün kimin üzerine düştüğü sorusu daha karmaşık.
Örneğin ABD’de ithal ürün satan şirket fiyat artırırsa, vergi yükü tüketicilere yansıyor.
Trump sık sık gümrük vergilerinin ABD’deki iş olanaklarını koruduğunu söylüyor, hatta vergi gelirini artırarak ülke ekonomisini büyüttüğünü savunuyor.
Ancak Trump’ın ilk başkanlık döneminde uyguladığı gümrük vergilerinin sonucunda ABD ekonomisinin büyüme hızında kayda değer bir artış olmadı.
DOLAR KURU ETKİLENİR Mİ?
Bazı uzmanlar vergilerin Türk lirası üzerinde dolaylı baskı oluşturabileceğini düşünüyor.
Türk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Başkanı Ecevit Sanlı, gümrük vergilerinin doları güçlendirebileceğini, dolayısıyla Türk lirası dahil gelişmekte olan ülke para birimlerini baskı altına alabileceğini söylüyor.
Sanlı’ya göre dolar kurundaki dalgalanmalar dolaylı yoldan Türkiye’nin dış ticaretini de etkileyebilir.
Sanlı’ya göre “küresel tedarik zincirlerinde yaşanabilecek aksamalar” sonucu Türkiye’nin yurtdışından hammadde ve ara mal satın alması daha pahalı hale gelebilir.
Ekonomist Hayri Kozanoğlu da gümrük vergilerinin ABD’de enflasyonu artıracağını ve ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecini yavaşlatabileceğini düşünüyor.
ABD’deki yüksek faiz dolar cinsi yatırımları cazip kıldığı için dolar, euro ve pound gibi başlıca para birimleri karşısında değer kazanıyor.
Kozanoğu, bunun sonucunda Dolar/TL kurunun da yükselebileceğini ekliyor.
Ancak Türkiye’nin enflasyonu düşürmek için uyguladığı yüksek faiz sayesinde Türk lirasının değerini büyük ölçüde koruyabileceğini belirten Kozanoğlu, dolar kurundaki artışın sınırlı kalmasını bekliyor:
“TL genel olarak dış ticaret yaptığı paralara karşı büyük değişiklik göstermiyor.”
TÜRKİYE’NİN PAZAR PAYI NASIL ETKİLENİR?
ABD’nin Çin mallarına ilave gümrük vergisi uygulaması, bu mallara talebi düşürebilir.
Uluslararası danışmanlık şirketi Teneo’nun eş başkanı ve jeopolitik risk danışmanı Wolfango Piccoli, ABD ithalatçılarının, pahalanan Çin mallarına alternatif arayacağını, bu durumun da Türkiye için alan açabileceğini söylüyor.
“Türkiye rekabet avantajı olan giyim, araba parçaları ve ev eşyaları gibi sektörlerde pazar payı kazanabilir. Ancak bu olası kazanım muhtemelen küçük olacaktır.”
Çin’in ABD’den gördüğü “hasmane tutum” nedeniyle üretimini başka ülkelerde satmaya başladığını belirten ekonomist Kozanoğlu da, ABD’nin bu süreçte başvurduğu alternatif üreticilerin arasında Türkiye’nin bulunmadığını belirtiyor.
“Türkiye’nin bu anlamda özel bir konumu yok, çünkü işçi ücretlerinin en düşük olduğu ülkelere göre maliyeti yüksek. Coğrafi olarak da çok pratik bir şey değil Türkiye’ye kaydırma.”
Kozanoğlu’na göre Türkiye’nin ticaret ortakları için “yüksek maliyetli” görülmesinin sebebi “üretim desenlerini değiştirmemesi.”
Türkiye’nin rekabetçi olduğu tekstil sektöründe Bangladeş, Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerinin daha düşük maliyet sunduğunu, Türkiye’de eskiden görece daha ucuz olan iş gücünün de Tunus, Cezayir ve Bangladeş gibi ülkelerde daha düşük fiyattan elde edilebildiğini ekliyor.
ABD devletinin finansal kalkınma kurumu Overseas Private Investment Corporation (OPIC) eski danışmanı Faruk Kahraman ise Türkiye’deki üreticilerin ABD pazarında “bir kültür çatışması yaşadıklarını” ve ihracat payını artırmalarının “zor olacağını” söylüyor.
“Bir türlü Amerikalının istediği ürünü biz kafamızda oluşturamadık. Hizmette de böyle, malda da böyle.”
TABA Başkanı Sanlı ise Türkiye’nin ABD için alternatif tedarikçi konumuna gelebileceğini ve tekstil, otomotiv yan sanayi ve kimya sektörlerinde yeni ihracat fırsatları doğabileceğini belirtiyor.
Öte yandan, ABD pazarında rekabet gücünü kaybeden Çin’in alternatif pazarlara yönelebileceğini ve Türkiye’nin ihracat yaptığı bazı sektörlerde rekabeti artırabileceğini ekliyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİ NASIL ETKİLER?
Gümrük vergileri sayesinde doların başlıca para birimleri karşısında güçlenebileceğini belirten Piccoli, “ABD doları karşısında zayıflayan euro, Türk lirası karşısında da değer kaybedebilir ve Euro/Lira kuru etkilenebilir” diyor.
Euronun dolar karşısında ve dolayısıyla TL karşısında değer kaybetmesiyle euro kuru düşebilir.
TABA Başkanı Sanlı da, Euro/Dolar kurunun değişmesinin Türkiye’yi de etkileyebileceğini belirtiyor.
Sanlı, Euro/Lira kurunun düşmesiyle Türkiye’nin ihracat gelirinin düşebileceği uyarısında bulunuyor.
Türkiye’nin yurt dışına satışlarından çoğunlukla euro kazandığına dikkat çeken Kozanoğlu da euronun değer kaybının, cari açığı etkileyerek Türkiye’nin ödemeler dengesini bozacağına katılıyor.
ABD’nin AB’ye gümrük vergisi uygulamasının Avrupa ekonomisini yavaşlatacağını belirten TABA Başkanı Sanlı, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa’daki ekonomik daralmanın Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.
“Bunun yanı sıra, Avrupa pazarında oluşacak rekabet baskısı Türkiye’nin ihracat fiyatlarını aşağı çekmesine neden olabilir” diye ekliyor.
Piccoli de, ABD, AB’ye gümrük vergisi uygularsa Avrupa ekonomisinde yaşanacak bir daralmanın, Türkiye’den ithal edilen ürünlere olan talebi düşürebileceğini belirtiyor ve ekliyor:
“Geniş kapsamlı uygulanacak %10 gümrük vergisinin iki yıl içinde AB, GSYH’sinin %0,3’ünü silebileceği tahmin ediliyor.”
Türk şirketlere Avrupa pazarına giriş danışmanlığı veren Grexon firmasında mali işler müdürü olarak çalışan Kahraman ise Türkiye’nin son 25 yılda “yeterince sermaye yatırımı yapmadığını”, dolayısıyla da AB’nin ithalat eksikliğini dolduracak verime, “teknolojiye ve kapasiteye sahip olmadığını” savunuyor:
“Çin düğmeye bastığı zaman 100 konteyner dolduruyor. Bizim sanayimiz düğmeye bastığı zaman bir konteyner anca dolduruyor. Dolayısıyla Çin’in bırakacağı boşluğu Türkiye’nin bu haliyle doldurabileceğini düşünmüyorum.”
Türkiye’den ihraç edilen sanayi üretiminin büyük şirketler tarafından değil, çok sayıda küçük şirketten oluştuğunu belirten Kahraman, “O 30-40 parça bir araya gelip toptan ihracat yapamıyorlar, o yüzden de aslında rekabetçi olamıyorlar” diyor.
Öte yandan ABD tarafından uygulanacak olası gümrük vergilerinin AB’nin otomotiv ve kimya sektörlerindeki rekabet gücünü düşüreceğini belirten Kozanoğlu, AB ile büyük miktarda ticaret yapan Türkiye’nin de bu durumdan bir miktar olumsuz etkileneceğini söylüyor.
Kozanoğlu uygulanan sıkı para politikaları yurt içindeki talebi düşürdüğü için Türkiye’nin üretiminin çoğunu ihracat yoluyla satmayı hedeflediğine dikkat çekiyor:
“Genel olarak dünyada dış ticaretin gümrük vergileri nedeniyle maliyetli hale gelmesi, üretim temelini ihracat yoluyla yurt dışına aktarması beklenen bir ülkenin bu planlarını da bozacak ve Türkiye ekonomisini de olumsuz etkileyecektir.”
TÜRKİYE’DEKİ TÜKETİCİLERE NASIL YANSIR?
Kozanoğlu, Türkiye’de kur artışlarının enflasyonun altında kalması sayesinde ithal tüketici ürünlerindeki fiyat artışlarının kontrol altında tutulabildiğine dikkat çekiyor.
“Giyim ve ayakkabı ile beyaz eşya, mobilya gibi dayanıklı mallar dış ticarete, rekabete en açık sektörler. Bunlarda döviz kurunun etkisi çok daha belirgin bir şekilde hissediliyor.”
Dolar kurundaki olası artıştan da, euro kurundaki olası düşüşten de en fazla etkilenecek sektörlerin bunlar olması bekleniyor.
Kozanoğlu diğer yandan Türkiye’de hizmet enflasyonunun ürün enflasyonunun çok üzerinde seyrettiğine ve hizmet fiyatlarının döviz kurlarından etkilenmediğine dikkat çekiyor:
“Türkiye ekonomisindeki ağırlıklı hizmet sektörleri dış ticarete açık olan sektörler değil, onun için döviz kurlarıyla bunlar dengelenemiyor. Kısacası malları etkiliyor ama hizmetleri, başta kira olmak üzere, etkilemiyor.”
Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2024 Aralık ayında ABD, 1,5 milyar dolar ile Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke oldu.
TÜİK verilerine göre Aralık ayında Türkiye’nin ihracatının %6,4’ü ABD’ye yapıldı.
Ticaret Bakanlığı verileri, AB’nin 9,31 milyar dolar ile Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ülke grubu olduğunu gösteriyor.
Öte yandan, TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Aralık ayındaki ithalatınının %12’si Çin’den gerçekleşti.
More Stories
Mersin’de Deprem Anısına Sessiz Yürüyüş Düzenlendi
ANTALYA’da orman yangını (EK VİDEO EKLENDİ)
Bayrampaşa’da otomobil bariyerlere çarptı